MERAKINIZI HAYATA GEÇİRİN
- Abidin KILIÇ

- 30 Eyl
- 2 dakikada okunur
Yıl 1991 Fizik Bölümü öğrencisiyim, bir duyuru görmüştüm panoda. Milli Prodüktivite Enstitüsü “Verimliliği Arttırmak” temalı bir fikir-proje yarışması açmıştı. Öğrenci Laboratuvarlarının sadece belirli saatlerde ve belirli sürelerle öğrencilere açılıyor olması beni hep rahatsız etmiştir. Bir laboratuvarın kapısı neden kilitlenir ki! Bırakın öğrenci istediği zaman gelsin ve eldeki imkanlarla belirlenmiş konularda kendi deneyini kendisi tasarlasın ve sonuçlarını dersin hocasına sunsun. 34 yıl önce Jüri Özel Ödülü alan bu yaklaşım o yıllarda duyan herkese çok saçma gelmişti. Ama günümüzün en öndeki okullarının yaklaşımı tam da bu. “Merakınızı hayata geçirin. Biz size imkân sağlarız”.
Günümüz çağdaş eğitim sisteminin temel yaklaşımı; bilgiyi ezberlemekten çok, bilgiyi nasıl bulduğunu, analiz ettiğini ve iletişim kurduğunu gösteren becerileri geliştirmek.
Tüm bunları yapmak için gerekli beceriler ise; eleştirel düşünme, yaratıcı problem çözme, iletişim ve iş birliği, bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, öğrenmeyi yönetebilme.
Sıkı sıkıya öğrenciyi sınıfta oturtan değil ama öğrencinin kişisel becerilerini de öne çıkarabileceği bir kişiselleştirilmiş öğrenme programı. Ve çağımızın dijital içeriklerinin de kullanıldığı, uzaktan eğitimin avantajlarını da içeren bir model, bu yüzyılın ön alan modeli diyebiliriz.
Peki öğrenci tüm bunları neden yapacak? Çünkü içinde olacağı bir projede problem çözmeyi öğrenecek.
Dijital okuryazarlık ve teknoloji kullanımı olmaksızın bilgiyi hızla kullanmak pek de mümkün değil günümüzde. Kodlama temel düzeyleri, veri okuryazarlığı, güvenli çevrimiçi davranışlar mutlaka edinilmeli.
Ve bence işin sihri nerede derseniz “yaratıcı düşünce olmadan yapay zekâ ve derin öğrenme hiçbir işe yaramaz”. Günümüzün çağdaş eğitim sistemi problem üzerinde kafa yoran, hipotez ortaya koyabilen, ekip çalışması içinde etkin iletişim ile sunumlar yapabilen, hipotezini savunabilen, sonuçları değerlendirip gerektiğinde ürüne dönüştüren bir öğrenci yaratmayı amaçlar. Ve elbette süreç odaklı bir değerlendirme sistemi.
Yaşadığımız dijital dönüşümün etkili bir şekilde eğitimde de kullanıldığını görebiliyoruz; uzaktan ve hibrit öğrenme, mobil öğrenme, akıllı telefonlar ve tabletlerle her yerde öğrenme, ağ tabanlı iş birliği araçları.
Bir şey daha. Temel bilimlere olan bakış açısı da çok önemlidir. Fizik ve Matematiğin doğaya bakışını kavrayamamış bir öğrencinin hangi bilim alanında olursa olsun sürdürülebilir bir başarı düzeyi yakalaması pek mümkün değildir. Bu nedenle. İster müfredat eliyle ister kişisel girişimler yoluyla bu bakış açısı edinilmelidir.
Şimdi çevrenize bakın yukarıda yazılanların ne kadarına sahipsiniz? Ve bir daha bakın tüm bunları yapabilmek için her şeyini ortaya koyarak çabalayan kaç kişi var? Onlara yakınsanız şanslısınız, yapışın ve bırakmayın.



Yorumlar