NÜKLEER SİLAH TEHLİKESİ
- Abidin KILIÇ
- 14 Haz
- 3 dakikada okunur

Nükleer silahlar, insanlık tarihinin en yıkıcı icatlarından biri olarak kabul edilir. Fiziksel ve psikolojik etkileriyle uluslararası ilişkileri şekillendiren bu silahlar, birçok ülkenin güvenlik stratejisinin merkezinde yer alır. Bu nedenledir ki uluslararası siyasette belirleyici unsurlardan biridir.
Peki nedir nükleer silah ve nasıl yapılır? Nükleer silah, atom çekirdeğinde meydana gelen fisyon (bölünme) ya da füzyon (birleşme) reaksiyonları sonucu çok büyük miktarda enerji açığa çıkaran patlayıcı bir silahtır. Bu reaksiyonlar sonucunda ortaya çıkan enerji, konvansiyonel (geleneksel) patlayıcılara kıyasla milyonlarca kat daha güçlü olabilir. İki temel tipi bulunur:
Fisyon bombaları: Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan bombalar gibi, uranyum-235 veya plütonyum-239 izotoplarının parçalanmasıyla çalışır.
Füzyon bombaları (Hidrojen bombası): Daha yüksek güç için, fisyonla başlatılan bir süreçte hafif atom çekirdekleri birleştirilir ve devasa bir patlama meydana gelir.
Nükleer silah üretiminde temel prensip, uygun nükleer maddeleri (fissil materyal) elde etmek ve kontrollü bir şekilde zincirleme reaksiyon başlatmaktır. Genel süreç şöyle çalışır:
1. Uranyum zenginleştirme veya plütonyum üretimi: Doğal uranyum zenginleştirilirken uranyum-235 izotopu ayrılır, plütonyum ise nükleer reaktörlerde elde edilir.
2. Çekirdek tasarımı: Patlama için gerekli kritik kütle ve düzenek matematiksel olarak hesaplanır.
3. Patlayıcı düzenek: Konvansiyonel patlayıcılar, zincirleme reaksiyonu başlatacak şekilde yerleştirilir.
4. Füzyon bombalarında ayrıca döteryum ve trityum gibi hafif elementler kullanılır.
Bu süreçler oldukça karmaşık teknik ve mühendislik bilgisi gerektirir ve genellikle devlet desteği olmadan yapılamaz.
O halde soru şu olmalı nükleer silaha sahip ülkeler hangileridir?
Nükleer silaha sahip olduğu kabul edilen başlıca ülkeler şunlardır:
ABD
Rusya
Çin
Fransa
Birleşik Krallık
Hindistan
Pakistan
Kuzey Kore
İsrail
Dünyada bu ülkelerin dışında, nükleer silah geliştirmeye çalışmış veya çalışıyor olabileceği şüphe edilen başka ülkeler de bulunmaktadır, fakat yukarıdakiler en çok kabul görenlerdir.
Nükleer silahlar, bugüne dek yalnızca birkaç kez gerçek savaş ortamında kullanılmış olsa da insanlık üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakmıştır. Bu silahların tarihteki kullanımı, sadece askeri bir olay değil, aynı zamanda etik ve insani açıdan da bir dönüm noktasıdır.
6 Ağustos 1945 sabahı, ABD tarafından Japonya’nın Hiroşima kentine atılan uranyum tipi bir atom bombası olan "Little Boy", birkaç saniyede bütün şehrin kaderini değiştirdi. Patlama anında yaklaşık 70-80 bin kişi hayatını kaybetti; takip eden aylarda radyasyon ve yaralanmalar nedeniyle toplam ölü sayısı 140 bine kadar çıktı. Şehirdeki yapılar büyük oranda yok olurken, psikolojik ve genetik zararlar kuşaklar boyunca devam etti.
İlk saldırıdan üç gün sonra, 9 Ağustos 1945’te, bu kez plutonyum tipi bir bomba olan "Fat Man" Nagasaki’ye atıldı. İlk aşamada yaklaşık 40 bin insan yaşamını yitirdi; yıl sonuna kadar bu sayı 70 bine ulaştı. Şehrin büyük kısmı harap oldu ve hayatta kalanlar ciddi sağlık sorunları ile karşılaştı.
Her iki saldırı da II. Dünya Savaşı'nın sonunu hızlandırmış, ancak dünya genelinde nükleer silahların tehdidinin ve insani maliyetinin acı bir şekilde görülmesine yol açmıştır.
Hiroşima ve Nagasaki dışında, bugüne dek savaşta başka bir nükleer silah kullanılmamıştır. Ancak Soğuk Savaş yıllarında ABD, Sovyetler Birliği ve diğer bazı ülkeler binlerce kez nükleer silah testi yapmış, bu testler doğrudan kullanımdan farklı olmasına rağmen çevre ve insan üzerindeki etkileriyle büyük tartışmalara sebep olmuştur. Özellikle Pasifik Adaları’nda yapılan hidrojen bombası testleri, bölgedeki toplumları nesiller boyu etkilemiştir.
Bu silahların kullanımı, sadece hedef şehirleri değil, çevredeki ekosistemleri ve insan genetiğini de derinden etkilemiştir. Kanser oranlarında dramatik artışlar görülmüş, radyasyonun kalıcı izleri yıllar boyu silinememiştir. Dünya, bu yıkıcı deneyimin ardından nükleer silahsızlanmayı daha yoğun tartışmaya başlamış ve birçok uluslararası anlaşmayla nükleer kullanımı kısıtlamaya çalışmıştır.
Nükleer silahı üretmek yüksek teknoloji ve bir devlet gücü gerektiriyor. Ancak bu silahları yok etmek de o kadar kolay değil. Nükleer silahların yok edilmesi, karmaşık ve hassas bir süreçtir. Temel olarak şu adımlardan oluşur:
Silahların sökülmesi: Silah güvenli şekilde ayrıştırılır, nükleer ve konvansiyonel bileşenler ayrılır.
Fissil materyalin işlenmesi: Kullanılan uranyum ve plütonyum ya nükleer reaktörlerde sivil enerji üretimine çevrilir ya da kimyasal işlemlerle zararsız hale getirilir.
Denetim ve onay: Silahsızlanma süreçleri uluslararası kuruluşlar ve bağımsız gözlemciler tarafından denetlenir.
Nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılması için ülkeler arası anlaşmalar ve yoğun diplomatik çaba gereklidir.
Commentaires